SPORLA İLGİLİ İNGİLİZCE KELİMELER
SPOR MALZEMELERİ
Badminton racquet = Badmington raketi
Ball = Top
Baseball bat = Beysbol sopası
Cricket bat = Kriket sopası
Boxing glove = Boks eldivenleri
Fishing rod = Olta
Football = Futbol topu
Football boots = Futbol ayakkabısı
Golf club = Golf sopası
Hockey stick = Hokey sopası
İce skates = Buz patenleri
Pool cue = Bilardo ıs takası
Rugby ball = Ragbi topu
Running shoes = Koşu ayakkabısı
Skateboard = Kay kay
Skis = Kayak
Squash racquet = Squash raketi
Tennis racquet = Tenis raketi
MASA OYUNLARI
Board game = Masa oyunu
Backgammon = Tavla
Chess = Satranç
Dominoes = Domino
Draughts = Dama
Go = Go
Table football = Langırt
KART OYUNLARI
Blackjack = Yirmibir
Bridge = Briç
Poker = Poker
Card = Kart
Pack of cards = İskambil destesi
Hand = Elde olan
Trick = Numara
To cut the cards = Kartları kesmek
To deal the cards = Kartları dağıtmak
To shuffle the cards = Kartları karıştırmak
Suit = Bir destedeki tüm kartların aynı sembollere sahip olması
Hearts = Kupa
Clubs = Sinek
Diamonds = Karo
Spades = Maça
Ace = As
King = Kral
Queen = Kız
Hack = Vale
Joker = Joker
Your turn! = Senin sıran!
SATRANÇ
Chessboard = Satranç tahtası
Piece = Piyadeden yüksek taş
King = Şah
Queen = Vezir
Bishop = Fil
Knight = At
Rook = Kale
Pawn = Piyon
Move = Hamle
Check = Şah
Checkmate = Mat etmek
Stalemate = Pata
To take = Almak
To castle = Kaleyi şahın yanına koymak
To move = Hamle yapmak
To resign = Diğer tarafın kazandığı kabul etmek
Your move! = Senin sıran!
Good move! = İyi hamle!
ATLETİZMİ OYUNLARI
100 metres = 100 metre
1500 metres = 1500 metre
Discus throw = Disk atma
Hammer throw = Çekiç atma
High jump = Yüksek atlama
Hurdles = Engelli yarış
Javelin throw = Cirit atma
Long jump = Uzun atlama
Marathon = Maraton
Pole vault = Sırıkla atlama
Shot put = Gülle atma
Triple jump = Üç adım atlama
SPOR İLE İLGİLİ DİĞER KELİMELER
To play = Oynamak
To win = Kazanmak
To lose = Kaybetmek
To draw = Berabere kalmak
To watch = Seyretmek
Game = Oyun
Fixture = Fikstür
Match = Maç
Competition = Yarışma
League table = Lig tablosu
Score = Skor
Result = Sonuç
Winner = Kazanan
Loser = Kaybeden
Opponent = Rakip
Umpire = Hakem
Spectator = Seyirci
Win = Galip gelmek
Loss = Mağlubiyet
Victory = Zafer
Defeat = Yenilgi
Draw = Berabere kalmak
To play away = Deplasman
To play at home = Kendi sahasında oynamak
Olympic Games = Olimpiyat Oyunları
-I can play basketball, but I can’t play football. Basketbol oynayabilirim ama futbol oynayamam.
-She is a very famous handball player. O çok ünlü bir hentbolcu.
-Hermann can lift weights. Hermann ağırlık kaldırabilir.
-They’re playing golf. Golf oynuyorlar.
-Lisa’s favorite sport is tennis. Lisa’nın en sevdiği spor tenis.
-Oil wrestling is our national sport. Yağlı güreş ulusal sporumuzdur.
-My dad loves horseback riding. Babam ata binmeyi çok sever.
-Paula is a cyclist, she rides her bicycle everyday. Paula bir bisikletçi, bisikletini her gün sürer.
-In ice hockey, every team has six players. Buz hokeyinde her takımın altı oyuncusu vardır.
-We play badminton on Tuesdays. Salı günleri badminton oynarız.
-I like playing table tennis. Masa tenisi oynamayı severim.
-My daughter goes to a tae-kwon-do course. Kızım tekvando kursuna gidiyor.
-You need two mitts and a boxing head guard to box. Boks yapmak için iki eldivene ve bir kaska ihtiyacın var.
-In football, each team has a goalkeeper. Futbolda her takımın bir kalecisi vardır.
-Surfing is very exciting. Sörf yapmak çok heyecanlı.
-I hate skiing. Kayak yapmaktan nefret ediyorum.
-In volleyball, when the ball touches on your opponent’s field, you get a score. Voleybolda top rakip takımın sahasına değince bir sayı kazanırsınız.
-You need a mitt and a bat to play baseball. Beysbol oynamak için bir beysbol eldivenine ve bir beysbol sopasına ihtiyacın var.
-We will play bowling on Thursday. Perşembe günü bowling oynayacağız.
SPOR MALZEMELERİ
Badminton racquet = Badmington raketi
Ball = Top
Baseball bat = Beysbol sopası
Cricket bat = Kriket sopası
Boxing glove = Boks eldivenleri
Fishing rod = Olta
Football = Futbol topu
Football boots = Futbol ayakkabısı
Golf club = Golf sopası
Hockey stick = Hokey sopası
İce skates = Buz patenleri
Pool cue = Bilardo ıs takası
Rugby ball = Ragbi topu
Running shoes = Koşu ayakkabısı
Skateboard = Kay kay
Skis = Kayak
Squash racquet = Squash raketi
Tennis racquet = Tenis raketi
MASA OYUNLARI
Board game = Masa oyunu
Backgammon = Tavla
Chess = Satranç
Dominoes = Domino
Draughts = Dama
Go = Go
Table football = Langırt
KART OYUNLARI
Blackjack = Yirmibir
Bridge = Briç
Poker = Poker
Card = Kart
Pack of cards = İskambil destesi
Hand = Elde olan
Trick = Numara
To cut the cards = Kartları kesmek
To deal the cards = Kartları dağıtmak
To shuffle the cards = Kartları karıştırmak
Suit = Bir destedeki tüm kartların aynı sembollere sahip olması
Hearts = Kupa
Clubs = Sinek
Diamonds = Karo
Spades = Maça
Ace = As
King = Kral
Queen = Kız
Hack = Vale
Joker = Joker
Your turn! = Senin sıran!
SATRANÇ
Chessboard = Satranç tahtası
Piece = Piyadeden yüksek taş
King = Şah
Queen = Vezir
Bishop = Fil
Knight = At
Rook = Kale
Pawn = Piyon
Move = Hamle
Check = Şah
Checkmate = Mat etmek
Stalemate = Pata
To take = Almak
To castle = Kaleyi şahın yanına koymak
To move = Hamle yapmak
To resign = Diğer tarafın kazandığı kabul etmek
Your move! = Senin sıran!
Good move! = İyi hamle!
ATLETİZMİ OYUNLARI
100 metres = 100 metre
1500 metres = 1500 metre
Discus throw = Disk atma
Hammer throw = Çekiç atma
High jump = Yüksek atlama
Hurdles = Engelli yarış
Javelin throw = Cirit atma
Long jump = Uzun atlama
Marathon = Maraton
Pole vault = Sırıkla atlama
Shot put = Gülle atma
Triple jump = Üç adım atlama
SPOR İLE İLGİLİ DİĞER KELİMELER
To play = Oynamak
To win = Kazanmak
To lose = Kaybetmek
To draw = Berabere kalmak
To watch = Seyretmek
Game = Oyun
Fixture = Fikstür
Match = Maç
Competition = Yarışma
League table = Lig tablosu
Score = Skor
Result = Sonuç
Winner = Kazanan
Loser = Kaybeden
Opponent = Rakip
Umpire = Hakem
Spectator = Seyirci
Win = Galip gelmek
Loss = Mağlubiyet
Victory = Zafer
Defeat = Yenilgi
Draw = Berabere kalmak
To play away = Deplasman
To play at home = Kendi sahasında oynamak
Olympic Games = Olimpiyat Oyunları
- CÜMLE ÖRNEKLERİ
-I can play basketball, but I can’t play football. Basketbol oynayabilirim ama futbol oynayamam.
-She is a very famous handball player. O çok ünlü bir hentbolcu.
-Hermann can lift weights. Hermann ağırlık kaldırabilir.
-They’re playing golf. Golf oynuyorlar.
-Lisa’s favorite sport is tennis. Lisa’nın en sevdiği spor tenis.
-Oil wrestling is our national sport. Yağlı güreş ulusal sporumuzdur.
-My dad loves horseback riding. Babam ata binmeyi çok sever.
-Paula is a cyclist, she rides her bicycle everyday. Paula bir bisikletçi, bisikletini her gün sürer.
-In ice hockey, every team has six players. Buz hokeyinde her takımın altı oyuncusu vardır.
-We play badminton on Tuesdays. Salı günleri badminton oynarız.
-I like playing table tennis. Masa tenisi oynamayı severim.
-My daughter goes to a tae-kwon-do course. Kızım tekvando kursuna gidiyor.
-You need two mitts and a boxing head guard to box. Boks yapmak için iki eldivene ve bir kaska ihtiyacın var.
-In football, each team has a goalkeeper. Futbolda her takımın bir kalecisi vardır.
-Surfing is very exciting. Sörf yapmak çok heyecanlı.
-I hate skiing. Kayak yapmaktan nefret ediyorum.
-In volleyball, when the ball touches on your opponent’s field, you get a score. Voleybolda top rakip takımın sahasına değince bir sayı kazanırsınız.
-You need a mitt and a bat to play baseball. Beysbol oynamak için bir beysbol eldivenine ve bir beysbol sopasına ihtiyacın var.
-We will play bowling on Thursday. Perşembe günü bowling oynayacağız.
Yorumlar
Yorum Gönder