MEYVELER VE İNGİLİZCELERİ

Meyveler / Fruits

Apple = Elma
Seed = Çekirdek
Orange = Portakal
Orange juice = Portakal suyu
Lemon = Limon
Lime = Misket Limonu / Küçük Limon
Banana = Muz
Peel = Kabuk
Grapes = Üzüm
Raisins = Kuru üzüm
Grapefruit = Greyfurt
Cherry = Kiraz
Stem = Çöp/sap
Sour cherry = Vişne
Avocado =  = Avokado
Peach = Şeftali
Apricot = Kayısı
Cantaloupe = Kavun
Watermelon = Karpuz
Rind = Kabuk
Peanut = Fıstık
Strawberry = Çilek
Raspberry = Ahududu
Blackberry = Böğürtlen
Blueberry = Yaban Mersini
Mulberry = Dut
Coconut = Hindistan cevizi
Quince = Ayva
Hintkirazı = Mango
Pineapple = Ananas
Pomegranate = Nar
Chestnuts = Kestane
Tangerine = Mandalina
Pear = Armut
Fig = İncir
Plum = Erik



  • CÜMLE ÖRNEKLERİ

-I like apple.  Elmayı severim.
-I don't like lemon. Because it is sour.  Limonu sevmem çünkü o ekşi.
-I buy two kilos orange every week.  Her hafta iki kilo portakal alırım.
-Manisa is famous for grape.  Manisa üzümüyle ünlüdür.
-Banana has lots of benefits.  Muzun birçok yararı var.
-My grandparents have cherry garden.  Bahanemin ve dedemin kiraz bahçesi var.
-My mother make jam with blackberry. Annem böğürtlen ile reçel yapar.
-Watermelon grows in summer.  Karpuz yazın yetişir. 
-Ali drinks apricot juice.  Ali şeftali suyu içer
-Kiwi resembles to patato.  Kivi patatese benzer. 


SEBZELER VE İNGİLİZCELERİ

Sebzeler / Vegetables

Asparagus = Kuşkonmaz
Artichoke = Enginar
Peas = Bezelye
Pea pod = Bezelye kabuğu
Radish = Turp
Beet = Pancar
Pumpkin = Bal kabağı
Zucchini = Kabak
Cucumber = Salatalık
Pepper = Biber
Bell pepper/ capsicum = Dolmalık Biber
Beans = Fasulye
Aubergine / eggplant = Patlıcan
Garlic = Sarımsak
Cauliflower = Karnabahar
Broccoli = Brokoli
Celery = Kereviz
Carrot = Havuç
Potato = Patates
Onion = Soğan
Mushroom = Mantar
Cabbage = Lahana
Lettuce = Marul
Corn = Mısır
Tomato = Domates
Green onion = Yeşil soğan



  • CÜMLE ÖRNEKLERİ
-I Bought Vegetables. Sebze Aldım.
-Vegetables are good for Health. Sebzeler Sağlık için iyidir.
-Vegetables are contains vitamins. Sebzeler vitamin içerir
-My mother told me I needed to eat more vegetables. Annem daha fazla sebze yemem gerektiğini söyledi.
-Go in the back and tell Augusta to fix up a big plate of greens. Arkaya git ve Augusta'ya büyük bir yeşillik tabağı hazırlamasını söyle.
-Why don't you eat vegetables? Neden sebze yemiyorsun?
-Bok choy is a vegetable used in Chinese cooking. Çin lahanası, Çin mutfağında kullanılan bir sebzedir.
-I have a small vegetable garden on my patio. Avlumda küçük bir meyve bahçem var.
-What do you call this vegetable in English? Bu sebzeye İngilizcede ne dersiniz?
-Is a tomato a fruit or a vegetable Domates bir meyve mi yoksa bir sebze midir?
-What is your favorite vegetable? En sevdiğin sebze hangisi?
-What's your favorite vegetable? Gözde sebzen nedir?
-She cooked vegetable soup for us.  O, bizim için sebze çorbası yaptı.
-This morning Can had vegetable soup. Can bu sabah sebze çorbası yedi.
-Ece ate vegetable soup this morning. Ece bu sabah sebze çorbası yedi.

YİYECEKLER VE İNGİLİZCELERİ 

Yiyecekler / Food

Bread = Ekmek
Crumb = Kırıntı
Soup = Çorba
Dessert = Tatlı
Fish = Balık
Chicken = Tavuk
Jam = Reçel
Dairy Foods = Süt ürünler
Milk = Süt
Butter = Tereyağı
Yoghurt = Yoğurt
Cheese = Peynir
Olive = Zeytin
Olive oil = Zeytinyağı
Nuts = Sert kabuklu yemişler
Peanut = Yer fıstığı
Almond = Badem
Chestnut = Kestane
Walnut = Ceviz
Hazelnut = Fındık
Pistachio = Antep fıstığı
Peanut butter = Fıstık ezmesi
Eggs = Yumurtalar
Yolk  = Yumurta sarısı
White = Yumurta akı
Scrambled eggs = Omlet
Hard-boiled egg = Haşlanmış yumurta
Meat = Et
Sausage = Sosis
Beef = Sığır eti
Steak = Biftek
Ham = But
Bacon = Çeşnili domuz sırtı
Drumstick = But / Baget
Hamburger = Hamburger
Sandwich = Sandviç
Hotdog = Sosisli Sandviç
French fries = Patates kızartması
Pizza = Pizza
Potato chip = Patates cipsi
Condiments = Çeşniler
Salt = Tuz
Black pepper = Karabiber
Ketchup = Ketçap
Mustard = Hardal
Mayonnaise = Mayonez
Pickle = Turşu
Honey = Bal
Popcorn = Patlamış mısır
Sugar = Şeker
Sugar Cube = Küp şeker
Candy = Şekerleme
Lollipop = Saplı şeker
Chocolate = Çikolata
Wrapper = Ambalaj kağıdı
Cake = Pasta
Cookie = Kurabiye
Pie = Turta
Gum Sakız
Ice-cream = Dondurma
Cone = Külah
Ice lolly / Popsicle = Buzlu şeker
Donut = Lokma (benzeri yağda kızarmış şekerli çörek)
Fairy cake / Cupcake = Fincan kek

İÇECEKLER VE İNGİLİZCELERİ

İçecekler / Drinks

Water = Su
Tap water = Çeşme suyu
Bottle / Glass = Şişe Bardak
Coffee = Kahve
Tea = Çay
Green tea = Yeşil çay
Iced tea = Soğuk Çay
Hot chocolate = Sıcak çikolata
Cocoa = Kakao
Coke = Kola
Juice = Meyve suyu
Milkshake / thickshake = Süt ve dondurmanın karıştırılmasıyla yapılan içecek türü
Mineral water = Maden suyu
Lemonade = Limonata
Alcoholic drinks = Alkollü içecekler

YİYECEK VE İÇECEKLERİ SİPARİŞ EDERKEN

Busboy = Garson Yamağı, Komi
Server, waiter waitress = Garson
Cook = Aşçı
Dishwasher = Bulaşıkçı
Chief = Şef
Bill, cheque, check = Fatura, Hesap
Tip = Bahşiş
Order = Sipariş (etmek)
Customers = Müşteriler
Main course = Ana menü
All you can eat = Açık büfe

  • CÜMLE ÖRNEKLERİ
-Would you like something to eat/drink? Yiyecek/İçecek olarak ne alırsınız?
-Have you booked a table? Masa ayırttınız mı?
-Would you like to look at the menu? Menüye bakmak ister misiniz?
-Are you ready to order? Karar verdiniz mi?  (Sipariş vermeye hazır mısınız?)
-Would you like to order any drinks while you’re looking at the menu? Menüye bakarken bir şeyler içmek ister
misiniz?
-I’d like a cup of coffee. Bir fincan kahve istiyorum.
-I’ll have a glass of water. Ben bir bardak su alayım lütfen.
-I just want a glass of water. Sadece bir bardak su istiyorum.
-Please bring me a glass of water. Lütfen bir bardak su getirin.
-Would you like a dessert? Tatlı ister misiniz?
-Did you enjoy the meal? Yemeği beğendiniz mi?
-Would you like anything else? Coffee, tea? Başka bir şey ister misiniz? Çay, Kahve?
-Would you like a starter? Aperitif ister misiniz?
-How much is a hamburger? Bir hamburger ne kadar?
-How much is the tax on this bill? Bu faturadaki vergi ne kadar?
-How much is the total? Toplamda ne kadar?
-That’s $ 4.99 4.99 $ (tuttu, yapıyor)
-How would you like to pay? Ödemeyi nasıl yapmak istersiniz? (nakit, kredi kartı)
-Keep the change Üstü kalsın

KURU GIDALAR VE İNGİLİZCELERİ

Chickpea = Nohut
Beans = Fasulye
Red lentil = Kırmızı Mercimek
Broad bean = Bakla
Pea = Bezelye
Kidney bean = Börülce
Kidney bean = Barbunya
Soybean = Soya fasulyesi
Green Lentils = Yeşil Mercimek
Yellow Lentils = Sarı Mercimek
Egypt = Mısır
Grains, cereals = Tahıllar, hububat
Wheat = Buğday
Barley = Arpa
Rice = Pirinç
  • CÜMLE ÖRNEKLERİ
-I cooked chick pea soup  Nohut çorbası pişirdim.
-I like pea pods in my stir fry.  Karıştırılmış patates kızartmasında bezelye tanelerini severim.
-There's a pea in my right nostril. Sağ burun değilimde bir bezelye var.
-Today the fog is as thick as pea soup. Bugün sis bezelye çorbası kadar kalın.
-The Princess and the Pea Prenses ve bezelye tanesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar